TTK MADDE 1527 KAPSAMINDA ANONİM ORTAKLIKLARDA ELEKTRONİK GENEL KURUL

TTK MADDE 1527 KAPSAMINDA ANONİM ORTAKLIKLARDA ELEKTRONİK GENEL KURUL

Anonim ortaklıklar bünyesinde mevcut zorunlu organlardan olan genel kurul, ortaklık yönetimine ilişkin kararların alındığı, pay sahiplerinin pay sahipliğinden doğan haklarını kullanabildiği ve kanun kapsamında (TTK m. 408) kendisine tanınan devredilemez nitelikteki münhasır yetkilerin kullanıldığı bir organdır. Özellikle halka açık anonim ortaklıklar açısından pay sahiplerinin haklarını kullanma konusunda isteksiz olmaları ve genel kurul toplantılarına katılmamaları sonucu ortaklık bünyesinde güç boşluğu sorunu meydana gelmektedir. Kanun koyucu tarafından söz konusu sorunun çözümüne yönelik TTK madde 1527/5 hükmü kapsamında anonim ortaklıklara elektronik ortamda genel kurul toplantısı yapabilme yetkisi tanınmıştır. Bu kapsamda SPK madde 13 ve 30/5 hükmü açısından her ne kadar payları borsaya kote edilmiş şirketlere yönelik elektronik genel kurul yapma zorunluluğu getirilmiş olsa da, diğer anonim ortaklıklar açısından söz konusu hususun esas sözleşmelerinde mevcut olması halinde yapılabilmesi söz konusudur.

Elektronik genel kurul sistemi kapsamında, fiziki katılım sağlanması suretiyle elektronik ortamda ve sanal ortamda yapılan kurullar olarak iki farklı şekilde kategorize edilmektedir. İlgili mevzuat kapsamında yalnızca fiziki katılımın sağlanması ile elektronik ortamda genel kurulun toplanmasına icazet verildiği görülmektedir.

Elektronik genel kurul toplantılarına ilişkin TTK ve SPK kapsamında öngörülen düzenlemeler ışığında ikincil düzenlemeler mevcut olmakla, doktrinde söz konusu ikincil düzenlemelerin yargı denetimine tabi tutulamamasının keyfi uygulamalara sebebiyet vereceği yönünde görüşler mevcuttur.

  1. ORTAKLIK GENEL KURULU

 Anonim ortaklık genel kurulu, ortaklık bünyesindeki tüm pay sahipleri tarafından katılımın sağlanabildiği ve ortaklığın yönetim kurulunun seçimi, azli ve ortaklıkla ilgili iş ve işlemlere yönelik kararların alındığı organdır[1]. Öğretide ortaklık bünyesindeki en çok yetkiye sahip organ[2] olarak nitelendirilmekte olup, söz konusu organ aracılığı ile ortaklık hakkında ana kararların alınması, iş ve işlemlere yönelik yöntemlerin belirlenmesi de söz konusudur[3]. BAHTİYAR ve HAMAMCIOĞLU, genel kurulda alınan kararların yönetim kurulu tarafından uygulanması ya da ilanı suretiyle genel kurulun ortaklığın dış münasebetleri açısından etkin olması ile sonuçlandığını belirtmiştir[4]. Her ne kadar ortaklığa ilişkin kararların oldukça hayati öneme sahip olması söz konusu olsa da, anonim ortaklık genel kurulunun yönetim kurulundan üstün bir organ değildir[5].

Öte yandan, genel kurulun ortaklıktan ayrı bir tüzel kişiliği bulunmamakta olup[6], söz konusu kurul kapsamında pay sahiplerinin ülke içinden ya da dışından olması fark etmeksizin ortaklık yönetimi hakkında paydaş olmalarından kaynaklanan haklarını kullanabilmesi söz konusudur[7]. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu[8] madde 408 kapsamında genel kurula ve madde 374 kapsamında yönetim kuruluna birtakım devredilemez yetkiler tanınmış olmakla, bu yetkilerin ana sözleşmenin değiştirilmesi ile dahi devredilmesi mümkün olmamaktadır. 6102 sayılı kanundan farklı olarak eski kanun döneminde, yönetim kurulu ve genel kurulun yetkileri yönünden net bir ayrım mevcut olmamakla, TTK[9] kapsamında söz konusu kurullara ait yetkilere yönelik bir ayrımın yapıldığı söylenebilmektedir[10].

Halka açık anonim ortaklıkların pay sahibi sayısının halka kapalı ortaklıklara nazaran oldukça fazla olması, pay sahiplerinin genel kurul toplantılarına etkin bir şekilde katılmamaları ve dolayısıyla ortaklık yönetimi açısından hayati kararların alındığı genel kurulda pay sahipliğinden doğan haklarını kullanma konusunda isteksiz olmaları sonucunu doğurmaktadır. Bu durumda ortaklık genel kurulunda öğretide “güç boşluğu[11]” olarak adlandırılan sorun meydana gelmekte olup,  halka kapalı anonim ortaklıklardan ziyade halka açık anonim ortaklıklar açısından ciddi bir problemdir[12]. Bu durumda pasif konumda bulunan yatırımcıların ortaklıktan kar elde etmeye odaklandığını belirten DAL, aktif konumda olan yatırımcıların ise genel kurula nüfuz etmeleri suretiyle yönetimde etkin olmaları ile sonuçlandığı hususunu vurgulamıştır[13]. Ayrıca, ÖZDEMİR ve TAMER bu durumu halka açık anonim ortaklıkların paydaşlık sisteminin dağınık olması ile açıklamakta olup, söz konusu durumda pay sahiplerinin birlikte hareket etmelerinin imkânsız hale geldiğini ve daha önceden kendi arasında örgütlenmiş birtakım pay sahiplerince genel kurulun etki altına alınmasına sebebiyet verdiğini belirtmiştir[14]. Kanımızca, pay sahiplerinin yalnızca ortaklıktan kar elde etme amacı gütmesinin ortaklığın akıbeti açısından telafisi güç problemlere sebebiyet verdiği gözetildiğinde, örgütlü azınlıklar tarafından yönetimin ele geçirilmesi gibi sorunlara yol açabilmesi muhtemeldir.

Doktrinde güç boşluğu sorununun yabancılaşma[15] ve organ yokluğu[16] gibi sorunlara sebebiyet vereceği yönünde görüş hâkimdir. Dolayısıyla, ortaklık yönetimine yabancılaşan pay sahiplerinin temsilcileri aracılığı ile dahi genel kurul toplantılarına iştirak etmemeleri halinde, genel kurulun toplanamamasına ilişkin kanun hükümleri uygulama alanı bulduğunda ortaklığın feshedilmesi gibi bir sonuçla karşılaşılabilmektedir. ÖZDAL, güç boşluğu sorunu neticesinde ortaklık yönetim kurulu tarafından genel kurul önünde hesap verilmesi gibi bir kaygının güdülmediği ve sorumluluk güdülmeden kararlar alınmasının gündeme geldiği kanısındadır[17].

Anonim ortaklık genel kurulu açısından tarafımızca bahsi geçen tüm sorunlar gözetildiğinde, genel kurulun elektronik ortamda yapılması ile genel kurula katılımın artırılması ve yönetim hususunda ilginin artırılmaya çalışılmaktadır[18]. Genel kurulun elektronik ortamda kurulabilmesi yönündeki kanuni düzenleme TTK madde 1527 hükmü kapsamında yer almakta olup, söz konusu hüküm elektronik ortamda toplantılar üst kenar başlığı altında düzenlenmektedir. Öte yandan, payları borsaya kote edilmiş şirketler ve pay sahibi sayısı 500’den fazla olan halka açık anonim ortaklıklar açısından yapılacak elektronik genel kurula ilişkin bir diğer düzenleme 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu[19]’nun 30/5 madde hükmü kapsamında düzenlenmiştir. Öte yandan, TTK 1527. Madde hükmünde öngörüldüğü üzere, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca “Anonim Şirketlerde Elektronik Ortamda Yapılacak Genel Kurullara İlişkin Yönetmelik[20]” yayımlanmış olmakla, işbu yönetmelik kapsamında anonim ortaklıkların genel kurullarına katılım ve genel kurul sürecine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Öte yandan, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca “Anonim Şirketlerin Genel Kurullarında Uygulanacak Elektronik Genel Kurul Sistemi Hakkında Tebliğ” çıkarılmış olmakla, ilgili tebliğ kapsamında elektronik genel kurul sistemine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi hükme bağlanmıştır.

  1. ELEKTRONİK GENEL KURUL TÜRLERİ

Anonim ortaklık genel kurul türleri açısından 6102 sayılı kanun kapsamında hükümler yer almakta olup[21], bu kapsamda esasen ortaklık genel kurulunun ortaklık pay sahiplerine daha önceden yapılacak çağrı yolu ile yapılması öngörülmüştür[22]. Ayrıca bazı hallerde ortaklık genel kurulunun çağrıda bulunulmaksızın toplanması söz konusu olabilmektedir. Bu durumda çağrısız genel kurullar açısından çağrıda bulunma usul ve esaslarına uyulması yönünde bir zorunluluk mevcut değildir[23]. POROY, TEKİNALP ve ÇAMOĞLU, çağrısız genel kurullar kapsamında toplantı gündeminin değiştirilmesi ya da sıralamanın farklı olarak düzenlenmesinin söz konusu olabildiğini belirtmektedir[24]. Öte yandan, ortaklık bünyesinde imtiyaz tanınmış pay sahipleri tarafından da TTK madde 454/1 hükmü kapsamında genel kurulun toplanmasına yönelik talepte bulunabilmektedir[25].

Anonim ortaklığın çağrılı ya da çağrısız toplanabilmesi toplantıya çağırma usulü açısından söz konusu iken, toplantının düzenlenme zamanına göre ise olağan ve olağanüstü genel kurul toplantıları şeklinde bir ayrıma da gidilmektedir. Bu kapsamda, FALCIOĞLU ‘nun belirttiği üzere, bu toplantı türleri arasındaki fark yalnızca toplantıların yapılma zamanına ilişkin olup, toplantı esasları ve toplantı açısından bu iki tür arasında herhangi bir farklılık mevcut olmamaktadır[26]. Olağan genel kurul toplantılarının TTK madde 409/1 hükmü gereğince faaliyet döneminin bitiminden itibaren üç ay içinde yapılmış olması şartı aranırken, söz konusu hükmün halka açık anonim ortaklıklar açısından geçerli olması söz konusudur[27]. Zira 6362 sayılı SPK kapsamında söz konusu TTK düzenlemesinin halka açık anonim ortaklıklar açısından farklı bir düzenlemeye tabi tutulduğuna yönelik herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Ortaklığın olağan şekilde toplanamaması hususunda yönetim kurulunun ve ortaklık denetim faaliyetinde bulunan kimselerin sorumluluğu mevcut olmakla, bu yönde bir durumun sürekli hale gelmesi ile ortaklığın feshedilmesi sorunu ortaya çıkabilmektedir[28].

Olağan genel kurul toplantılarının yerine ortaklık genel kurulunun olağanüstü toplanabilmesi de söz konusu olabilmektedir. Bu noktada olağanüstü genel kurulun toplanamaması halinde bahsi geçen organların her ne kadar sorumluluğunun mevcut olduğu ileri sürülse de, söz konusu toplanamama hali sebebiyle ortaklığın feshi mümkün değildir[29].

Öte yandan TTK madde 409/3 hükmünde ortaklığın merkezinin genel kurul toplantısının yapılacağı yer olduğu ve 410 hükmünde de genel kurulu toplantıya çağırma yetkisini haiz organ ve kişiler hususları hükme bağlanmıştır[30]. Ayrıca TTK madde 411 hükmünde, pay sahiplerinin gündeme madde ekletebilmesine yönelik usul ve esaslar yer almakta olup, kanun hükmünde öngörülen yeter sayısının esas sözleşme değişikliği ile daha az bir orana çekilmesi muhtemeldir.

HAAO[31] genel kurul toplantılarına ilişkin çağrıda bulunulması süreci ile ilgili hükümler SPK[32]’da yer almaktadır. Dolayısıyla HAAO genel kurul toplantılarına çağrı sürecine yönelik öncelikli uygulanacak kanun SPK’dır. HAAO bünyesinde pay sahiplerinin halka kapalı anonim ortaklıklardan fazla olması ve özellikle payları borsada işlem gören ortaklıklardaki paydaşların farklı bölgelerde bulunması gibi hususlar gözetildiğinde, sermaye piyasasına özgü çağrı yöntemlerinin kullanılmasına yönelik bir zorunluluk arz etmektedir[33]. SPK madde 29/1 hükmü kapsamında TTK’da öngörülen iki haftalık süresi yerine, HAAO genel kurulları açısından üç haftalık çağrı süresi söz konusu olmaktadır. Zira bu durumda oldukça fazla paydaşın yer aldığı HAAO genel kurullarına katılım oranının artırılması hedeflenmektedir[34]. Doktrinde ise söz konusu üç haftalık çağrı süresinin halka açık anonim ortaklıkları pay sahiplerinin genel kurula katılma yönündeki isteksizliği için etkili bir çözüm olamayacağı görüşü mevcuttur[35].

HAAO genel kurullarına çağrı usulü SPK madde 29[36] kapsamında hükme bağlanmış olmakla, çağrının ortaklığa ait web sitesinde, KAP[37]’da ve ayrıca Sermaye Piyasası Kurulunca yayınlanması öngörülen platformlarda yayınlanması gerekmektedir. Ancak halka kapalı anonim ortaklıkların genel kurul çağrılarının TTSG[38] ve ortaklığa ait web sitesi aracılığıyla yapılması öngörülmüştür. Öte yandan, TTK madde 414 hükmü gereğince, nama yazılı pay sahiplerinin genel kurula çağrı usulleri açısından farklı bir usul öngörülmüştür. Nitekim bu kapsamda söz konusu pay sahiplerine iadeli taahhütlü mektup aracılığı ile toplantıya ilişkin bilgilerin bulunduğu veya bulunacağı gazetelerin gönderilmesi suretiyle, toplantıdan haberdar edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. SPK madde 29/2 hükmü kapsamında, payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar açısından TTK madde 414/1’in uygulama alanı bulmayacağı hükme bağlanmış olup, TEKİNALP ve ÜNAL, bu durumun sorun teşkil ettiğini belirtmiştir[39].

[1] FALCIOĞLU, genel kurulun her paydaşın katılım sağlayabildiği, paydaşların bir araya gelerek karar alma sürecine dahil olabildiği bir organ olması açısından forum benzeri bir niteliğinin olduğunu belirtmiştir. Bu hususta bkz. Mete Özgür Falcıoğlu, 6102 sayılı TTK ve İlgili Mevzuat Kapsamında Anonim Şirketlerde Elektronik Genel Kurul, Yetkin Yayınları, Ankara, 2016, s. 32

[2] Reha Poroy, Ünal Tekinalp, Ersin Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku I (Güncellenmiş Yeniden Yazılmış 15. Bası), Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2021, s. 529

[3] Tekin Memiş, Gökçe Turan, Sermaye Piyasası Hukuku (Güncellenmiş 5. Baskı), Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2020, s. 100

[4] Mehmet Bahtiyar, Esra Hamamcıoğlu, Yeni TTK’ya Göre Anonim Ortaklık Genel Kurul Toplantıları, Beta Yayınevi, İstanbul, 2014, s. 1

[5] Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e., s. 529. AZARKAN, 6102 sayılı TTK’nın gerekçesinde işlevler ayrılığı ilkesinin benimsenmiş olduğu gerekçesi ile genel kurulun üst organ niteliğini haiz olmadığı görüşündedir. Bu hususta bkz. Necat Azarkan, Anonim Şirketlerde Sanal (Virtüel) Genel Kurul, Dicle Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Dicle Adalet Dergisi, 2, 4, 2018, s. 29, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/686861 (E.T.: 21.05.2022)

[6] Işık Özer, Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul ve Genel Kurulun Elektronik Ortamda Toplanması ve Karar Alması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, T.C. Başkent Üniversitesi, 2006, s. 7.

[7] İrem TORE, Kurumsal Yönetim Kapsamında Pay Sahipliği Haklarının Kullanılabilmesi Amacıyla Elektronik Genel Kurul Toplantısının Güncel Mevzuat Işığında Değerlendirilmesi ve Bazı Öneriler, Dokuz Eylül İşletme Fakültesi Dergisi, 21, 2, 2020, s. 395, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1020914, (E.T.: 21.05.2022)

[8]Bkz. R.G., 13.01.2011, sayı: 277846

[9] Türk Ticaret Kanunu

[10] Bahtiyar, Hamamcıoğlu, a.g.e., s. 5

[11] YAYLA’ya göre, pay sahipleri tarafından pay sahipliğinden doğan hakların etkili bir şekilde kullanılmaması sonucu meydana gelen güç boşluğu, ortaklık yöneticileri veya becerikli azınlıklar tarafından doldurulmuş olmakla, söz konusu kimselerce kendi çıkarlarının daha üstün tutulması ortaklığın kötü yönetimine ve global düzeyde skandallara yol açmıştır. Bu hususta bkz. Ümit Yayla, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Uyarınca Borsaya Kote Ortaklıkların Genel Kurul Toplantıları, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, T.C. Kadir Has Üniversitesi, İstanbul, 2011, s. 181

[12] Memiş, Turan, a.g.e., s. 104

[13] Seniha Dal, Türk Sermaye Piyasası Hukukuna Göre Halka Açık Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul, Yayınlanmamış Doktora Tezi, T.C. Marmara Üniversitesi, 2007, s. 170

[14] Semih Sırrı Özdemir, Elanur Tamer, Kurumsal Yönetim İlkeleri Işığında Anonim Şirketlerde Genel Kurula İlişkin İlkelerin Değerlendirilmesi, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, 7, 14, 2019, s. 338, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/881120, (E.T.: 21.05.2022). Nitekim, genel kurulda alınan kararlar toplantıya katılmaları fark etmeksizin, tüm ortaklığı, yönetim kurulunu, pay sahiplerini, diğer yöneticiler açısından bağlayıcı niteliktedir. Bu hususta bkz. Levent Biçer, Esra Hamamcıoğlu, Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Toplantılarında Uygulanan Yetersayılar ve Bazı Değerlendirmeler, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 12, 149-150, 2017, s. 71, https://www.jurix.com.tr/article/7518 (E.T.: 02.04.2022)

[15] Memiş ve Turan bu sorunu, küçük pay sahiplerinin şirkete yabancılaşması olarak adlandırmakta olup, ayrıca küçük pay sahiplerinin yönetimde etkili olamayacakları düşüncesi ile genel kurul toplantılarına katılmamaları ve şirketten alacakları kar payına odaklanmalarından kaynaklandığı belirtilmiştir. Bu hususta bkz. Memiş, Turan, a.g.e., s. 104

[16] Bu durumda genel kurulun fiili olarak ya da hukuken toplanma engeli ile karşılaşması muhtemel olup, TTK madde 530 kapsamında ortaklığın feshine dahi sebebiyet verebileceği hususunda bkz. Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e., s. 529

[17] Şule Özdal, Anonim Ortaklıkta Elektronik Katılımlı Genel Kurul, Yayınlanmamış Doktora Tezi, T.C. İstanbul Üniversitesi, 2016, s. 2

[18] Ceren Eyüboğlu, Halka Açık Anonim Şirketlerde Elektronik Genel Kurul Toplantıları, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, T.C. Bahçeşehir Üniversitesi, 2018, s. 27

[19] Bkz. R.G., 6/12/2012, sayı: 28513

[20] Bkz. R.G., 28/8/2012, sayı: 28395

[21] Memiş, Turan, a.g.e., s. 100

[22] Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e., s. 533. Çağrı usulüne aykırı olarak toplanan genel kurul kararların iptalinin söz konusu olabilmesi için bu yöndeki kararların kanuna, esas sözleşmeye veya iyi niyet kurallarına aykırı olduğunun ispat edilmesi gerektiği hususunda bkz. Özdal, a.g.e., s. 214

[23] Falcıoğlu, a.g.e., s. 33

[24] Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e., s. 533

[25] Bu yönde ayrıntılı bilgi için bkz.  Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e., s. 534 vd.

[26] Falcıoğlu, a.g.e., s. 36

[27] Burak Adıgüzel, Sermaye Piyasası Hukuku (2. Baskı), Adalet Yayınevi, 2018, s. 100

[28] İlhan Yiğit, Anonim Ortaklık Genel Kurulunun İşleyişi ve Ortaya Çıkan Sorunlar, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2005, s. 12

[29] Yiğit, a.g.e., s. 12

[30] MADDE 410 (1) Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Tasfiye memurları da, görevleri ile ilgili konular için, genel kurulu toplantıya çağırabilirler.

(2) Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Mahkemenin kararı kesindir.

 

[31] Halka açık anonim ortaklık

[32] Sermaye Piyasası Kanunu

[33] Çağlar Manavgat, Hukuki Bakımdan Halka Açık Anonim Ortaklıklar ve Halka Arz (I. Baskı), Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü (T.C. İş Bankası A. Ş. Vakfı), Ankara, 2016, s. 137

 

[34] Adıgüzel, a.g.e., s. 93

[35] Manavgat, a.g.e., s. 137

 

[36] TEKİNALP ve ÇAMOĞLU’na göre, SPKn madde 29 hükmü, genel kurul toplantılarına ilişkin esaslar konusunda çerçeve hükümler içermektedir. Bu esaslar temelde, uygulanmayacak veya değişik uygulanacak TTK hükümleri, TTK kapsamında bulunmayan bir oy hakkında yoksunluk hali ve Kurula tanınmış usul ve esasları belirleme yetkisi hakkındadır. Bu hususta bkz. Ünal Tekinalp, Ersin Çamoğlu, Sermaye Piyasası Hukukunun Temel İlkeleri ve Gerekçeli Sermaye Piyasası Kanunu (Açıklamalı Genişletilmiş 2. Baskı), Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, s. 40

[37] Kamuyu Aydınlatma Platformu

[38] Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi

[39] Bkz. Tekinalp, Ünal, a.g.e., s. 40